COVID-19 döneminde şehrin bunaltıcılığından kaçmak istesek de, sahillerin tedirginliğinden kaçmak için yine evdeydik biz. Yine de duramayıp birkaç hafta sonu kaçamağı yapmaya cesaret edebildik. Herkes sahillere inmişken biz dağlara, akarsu kenarlarına, şelalelere yöneldik.
Istranca Ormanları’nın uzandığı, su kaynakları açısından çok zengin Kırklareli’nin Vize ilçesinde birçok doğa yürüyüşü parkuru bulunuyor. İlçe ismini aldığı Byzia kelimesinin anlamı olan “kaynak perisi” de bunu karşılıyor 🙂 Vize ilçesi aynı zamanda 2012 yılından bu yana Cittaslow (Sakin Şehir) ünvanına sahip. Kıyıköy – İğneada rotası en bilinen ve belki de tekrar tekrar gidilenlerinden. Ancak oralara varmadan yol üzerinde dikkatlerden kaçabilen Cehennem Şelaleleri tabelaları bulunuyor.
Cehennem Şelaleleri, Vize’nin Kızılağaç köyünün beş kilometre kuzeybatısında, Yıldız (Istranca) Dağları’nın eteklerindeki ormanların önemli akarsularından biri olan Kereviz Dere’nin üzerinde.
Yol üzerindeki Cehennem Şelaleleri tabelasından sağa girdiğinizde yaklaşık 3 km’lik bir toprak yoldan ilerliyorsunuz. Yol yer yer daralsa da çoğunlukla geniş bir yol. Bitiminde geniş bir düzlükte yeni, derme çatma bir tesis karşınıza çıkıyor. Burası arabanızı bırakabileceğiniz son yer, sonrasında yine okları takip ederek yürüyüş yolundan aşağı iniyorsunuz. İniş yolu dik ve orman içinde son buluyor. Burası aslında 2 şelaleden birine daha yakın. Dolayısı ile hem sağa hem de sola doğru ayrıca keşif yürüyüşleri yapmanızı tavsiye ederim.
Şelale seviyesine indiğinizde her iki yönde de akarsu yürüyüşü yapmanız gerekecek. Bunun için özellikli ayakkabılarınızın olması önemli, bu sayede yaz aylarında dere kenarından ormanın derinliklerine doğru ilerleme imkanınız olur. Kış aylarında ve baharda su yüksekken de dere yatağından yukarı çıkıp sık ormanın izin verdiği kadarı ile yürüyüş yapabilirsiniz.
Deredeki kayalar ve taşların renklenmiş olması yürüyüşü daha da keyifli hale getiriyor. Kiremit rengi ve yeşil tonları almış kayalar farklı bir görsel sunuyor.
En merak edilen konu; yüzme. Evet, şelalelerin döküldüğü noktalarda, oluşan havuzlar çok geniş olmasa da yüzmeniz mümkün. Dere yatağından ilerlediğinizde çok derin olmasa da havuzlar göreceksiniz. Mevsime ve su yüksekliğine bağlı olarak bu kısımlarda da keyif yapma imkanınız olacaktır.
Biz COVID nedeniyle hafta içi evden çalıştığımız için buraya da hafta sonu gidebildik. Dolayısı ile çokça kamp yapan kişiyle karşılaştık. Kamp için düzlük aramanız gerekecektir, coğrafi açıdan çokça eğimi olan bir yer. Genelde insanlar şelaleye yakın olmak için dere yatağında açılan düzlüklere çadır kurmuşlar, ancak bunun gibi güvenliğinizi etkileyebilecek temel hataları yapmayın derim. Dağlık alanlarda suyun yükselmesi için üzerinize yağmur yağması gerekmez! Dağın herhangi bir yerine düşen yağış, saatler sonra sizin bulunduğunuz bölgeye gelebilir.
Ek olarak, bölgede telefon çekmiyor. Aklınızda bulunmasında fayda olabilir.
Üzücü ki burayı internette araştırdığınızda “asla tavsiye etmiyorum”, ”çok pis”, “çöplüğe dönmüş” gibi yorumlarla karşılaşıyorsunuz. Bu son zamanlarda özellikle göl ve akarsu kenarları için çok fazla karşımıza çıkan bir şey olmaya başladı. Ziyaretçiler çöplerini toplama konusunda zaten her zaman çok kötü olmuştur ancak belediye de bu anlamda burayı boş vermiş. Belki kısmen bakirliğinden burası insanlar tarafından tümüyle unutulmuş gerçekten. Utanç verici. Her gittiğimiz yerde plogging yapıp, olabildiğince temizlik yapmaya çalıştığımızı biliyorsunuz ancak buraya ciddi bir temizlik gerek. Sonrasında “bulmak istediğin gibi bırak” ne demek daha iyi anlaşılır.
Her yer için geçerli olan şu mottoyu unutmayalım lütfen; “ayak izinden başka bir şey bırakma”
Bunu yapabilecek kapasiteye sahip değilsek de evimizden çok uzaklaşmayalım!