Vizesiz Balkanlar kulağa harika geliyor. Peki turla mı tek başına mı? Hangi şehirler, hangi sırayla? Konuk yazarımız İlgi tavsiyelerini paylaştı.
Herkese merhaba!
Sizlere bugün misafir yazar olarak sesleniyorum. Bu yaz dönemi geçirdiğim Balkan Turu hakkında fikirlerimi yazacağım. Umarım beğenirsiniz.
Öncelikle Balkan Seyahatimi bir tur firması ile yaptığımı belirtmek isterim. Aslında birçok ülke, transfer, konaklama harcamalarına baktığınızda gayet de memnun kaldım diyebilirim. Ekstra turlara katılmayıp kendiniz planladığınızda da ekonomik bir tatil yapabiliyorsunuz. Kendiniz de planlamak isterseniz vizesiz seyahatiniz için birçok rota oluşturabileceğiniz ülkelerden oluşuyor.
Balkanlardan bahsetmek gerekir ise, aslında hepimizin aşina olduğu kısmı, eski Yugoslavya Cumhuriyeti toprakları olması. 90’lı yılların başında dağılmasının ardından ayrılan ve daha da çok kendi aralarında savaş gören ülkelerden oluşuyor. Birçoğu Adriyatik kıyılarında yer alıyor. Bu bakımdan eğer vizeniz var ise, Hırvatistan’ın yaz döneminde beğenilen bir turizmi mevcutmuş.
MAKEDONYA
Makedonya da bu ülkelerden biri. Savaşın izlerini görebileceğimiz, turizm bakımından biraz daha ilerleme kaydederek gelişime en çok açık ülkesi olarak gözlemledim. Para birimi olarak da bizim paramızın oldukça değerli olduğu bir ülke. Bu günkü kur ile 1 Makedon Dinarı: 0,10 TL.
ÜSKÜP GEZİ REHBERİ
Üsküp, Tarihi Çarşısı ve heykelleri ile tarihi bir şehir havasını size hissettiriyor. Adım başı karşılaşabileceğiniz, hatta birçok dükkanda Türkçe konuşuluyor oluşu sizi biraz da şaşırtıyor. 1963 yılında büyük bir de deprem görmüş bu şehir. İzlerini yapılarda görebilirsiniz.
Üsküp’e Ulaşım
Eğer Balkan seyahati planlıyorsanız burada önceliklendirmeniz gereken Üsküp’e nereden ulaşacağınız olmalı. Biz programımız kapsamında Sırbistan’dan yola çıkarak ilerledik. İkinci seçenek olarak buraya Arnavutluk üzerinden de geliş mevcut. Ama o yolu deneyenler oldukça çileli geçtiğini ve yolların fazlaca virajlı olduğunu belirttiler. Benden söylemesi ☺
Şehir içinde kısıtlı süre ile kalmamız dolayısı ile çoğunlukla taksi ile sağladık. En fazla ödediğimiz tutar ise 2,5 Euro oldu. Birkaç kişi binildiği takdirde ekonomik bir yöntem olabilir. Bunun dışında metro ve tramvay hatları yok ama otobüs ile istediğiniz yere gidebilirsiniz.
Üsküp’te Gezilecek Yerler
Bu konu kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ama eğer ki heykellerden hoşlanıyorsanız, 2 gün boyunca gezseniz size yetecek kadar olduğunu söyleyebilirim. Hatta yolunuzu şaşırdığınızda, ulaşım ile geldiğinizde de meydanda bulunan Büyük İskender Heykeli şehir için bir simge haline gelmiş.
Buradaki yapıların başında, şehrin girişini simgeleyen tak geliyor. Paris’tekini görenler aslında benzer olduğunun farkına varabilir. Ama şaşırmayın! Çünkü Üsküp’te gördüğünüz heykel, köprü ve yapıtların bir kısmı başka ülkelerin mimarilerinden esinlenilmiş. Aynı meydan üzerinde bulunan Arkeoloji Müzesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.
Şehir neredeyse Vardar Nehri’nin iki yakasına dağılmış şekilde. Meydana giden yol üzerinde Rahibe Teresa Anıt Evi bulunuyor. Ücretsiz ve küçük bir yapı olduğu için girmeyi tercih ettik. Zaten gezilecek yerlerin çoğu birbirine çok yakın. Akşam saatlerinde ise, meydan daha farklı, daha güzel. Meydanın yanında yer alan taş köprüde güneşi batırmadan buradan ayrılmayın.
Türk Çarşısı da turistlerin oldukça ilgi gösterdiği yerler arasında. Aslında burada anlamadığım Türklerin buraya neden bu kadar ilgi gösterdikleri. Karşılıklı dükkânlardan oluşan çarşının genelinde satılan ürünler zaten Türkiye’den gelmiş. O sebep ile Kapalıçarşı gezsem de aynı havayı alacağım için hayranlıkla izlediğim bir yer olmadı maalesef. Ama çarşı içerisinde eskiden kalma bir Bedesten var. İçeride biraz tarih koklayabilirsiniz. Vardar Nehri’ni tepeden gören Üsküp Kalesi de tarihi yerler arasında yer alıyor. Kale yaşayan bir kale değil, arzu ederseniz fotoğraflama amacı ile gidebilirsiniz.
Eski Tren Garı, şimdilerde Şehir Müzesi olarak kullanılan yapı, burada meydana gelen depremin en hüzünlü hatırlatıcılarından biri. Dışında yer alan saat, 1963’de olan büyük depremin olduğu saatte durdurularak, o anı unutmamak adına acı bir hatıra olarak bırakılmak istenmiş.
Üsküp’te Yeme-İçme:
Otellerde Türkiye’dekine fazlaca benzer bir kahvaltı ile karşılaşabilirsiniz. Hali ile vegan seçenekler yeterli. Özellikle hepimizin bayıldığı ‘Balkan Sosu’ olarak anılan sosları oldukça lezzetli oluyor.
Beklediğimin dışında, balkan ülkelerinde sokak lezzetleri yok denecek kadar az. Dondurma ve ufak krepler dışında ‘take away’ alabileceğiniz patates tarzı yararlanabileceğiniz bir durak yok. Üsküp başta olmak üzere Balkan ülkelerinde en çok dikkatimi çeken şey dondurmalarının vegan olması oldu (Oreolu vs hariç). Buna ek marketlerde, buradakinden biraz daha fazla hazır gıda reyonu mevcut. Vegan bir sürü yiyecek alternatifi bulabilirsiniz.
Akşam yemeği için ise, şehir merkezinde birçok yerde cafe bistro tarzı restoranlar mevcut. Ancak vegan seçenekler için tavsiye almanız gerekecek. Nehir kenarında güzel bir yere oturup kendilerine özgü birasını (Skopsko) deneyebilirsiniz. Birçok yer, porsiyon bakımından oldukça doyurucu. Güzel bir restoranda alkollü ve vegan akşam yemeğine vereceğiniz maksimum tutar 4-5 Euro olacaktır.
Üsküp’te Konaklama:
Üsküp’te konaklama konusunda da ekonomik seçeneklerinizin olabileceğini düşünüyorum. Biz merkeze 3,5 km yakınlarında İbis Style Hotel’de konakladık. Otel-merkez arasını taksi ile 2 Euro’ya gittik. Sizler için de öneri olabilir, ancak daha önce Ibis bünyesinde konaklamama rağmen burada otellerin genel yapısı biraz daha düşük. Hosteller de benzer şekilde. Türkiye’deki standartların genel olarak Balkan ülkelerinde geçerli olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Konaklama seçmeden önce iyi araştırmanızı tavsiye ederim.
Tur, uçak ve tren bileti, konaklama için ucuz ve hesaplı yöntemleri anlattığımız yazımız hesaplı seyahat seçenekleri için yardımcı olabilir.
İyi yolculuklar.