Kazıların devam ettiği antik kent şimdiden çok etkileyici. Yolu düşen herkesin etkileneceği çok keyifli bir yürüyüş yolu var kentin. Yol size ağaçlar arasından ilerleyip sonuna doğru dağlarda muhteşem bir manzara ile eşlik ediyor.
Aigai’nin Tarihçesi
Aigai’nin ilk çalışmaları Fransız araştırmacılar tarafından gerçekleştirilmiş. Manisa ili sınırlarında yer alan Aigai, antik dönemde Aspordene, günümüzde Yunt Dağı olarak isimlendirilen Gün Dağı üzerinde kurulmuş.
Eskiçağda Lydia bölgesinin Aiolis ve Mysia bölgeleri ile olan sınırını Yunt Dağı oluşturmaktaydı. Elde edilen arkeolojik veriler özellikle Hellenistik Dönemde, Yunt Dağı’nın önemli bir bölümünün Aigai kontrolünde olduğunu göstermektedir.
Kentin adı Herodotos’ta Aigaiai, Polybius’ta Aigaieon, Tacitus’ta Aegaeates, Plinius’ta Aegaeae, kentin bastığı sikkelerde ise Aigeaion, Aigaion ve Aigeon olarak geçmektedir. Strabon, Pseudo Skylaks ve Plinius bu yerleşimin deniz kıyısında değil, iç kısımda ve dağlık bölgede olduğunu vurgulamaktadır. Aigai adı eski Yunancada keçi anlamına gelen “αίγα” kelimesinden türetilmiş.
Kentin Antik Yapıları
Çok sayıda heykellerin bulunduğu antik kent çokça ilginç yapıya da sahip.
Meclis Binası – Bouleuterion
Meclis binasının hemen önünde gladyatör kıyafeti oyulmuş bir mermer de bulunuyor. Fotoğrafta çok belli olmasa da görmeniz gereken bir buluntu. Oynama yaparak biraz daha belirgin hale getirmeye çalıştık.
Athena Kutsal Alanı
Tapınağın güney kenarında yürütülen çalışmalarda dağınık olarak ele geçen buluntular arasında Zeus ve Athena’ya ait çok sayıda pişmiş toprak figürin parçası ele geçmiş.
Tepeye doğru ilerleyip merdivenleri çıktığınızda bu kutsal alana ulaşıyorsunuz. Harika manzara da tam olarak burada.
Agora Binası
Agora, “halkın bir araya geldiği yer” anlamında kullanılmaktadır. Aigai Agorası, kentin yerleştiği tepenin kuzeydoğu yamacında yer almaktadır. Yaklaşık 80 m. uzunluğunda ve doğu duvarı 10.50 m. yüksekliğinde korunan Agora binası üç katlı inşa edilmiş.
Tiyatro
Enkaz içerisinde bulunan tambur parçaları ve floral motifli saçaklık parçaları yapının iki katlı olabileceğini düşündürmekteymiş.
Nekropolis
Antik kentte üç farklı bölgede nekropolis alanı var. İlerledikçe çokça lahit göreceksiniz.
Ada 1 – Sanayi Mahallesi
Kent içerisindeki tabelaları takip edip, Yeni Kapı tabelasını geçtiğinizde bir mahalle dikkatinizi çekecek. Yaklaşık 950 m2 genişliğiyle o dönem için azımsanmayacak boyutlardaymış. Ada 1 olarak isimlendirilen sanayi mahallesi, genellikle iki katlı olan mekanların birçoğu birbirine doğrudan ya da dolaylı olarak bağlanan odalardan oluşmakta.
Çeşitli şekillerdeki el değirmenleri ve havanlar tahıldan un yapıldığını, ezme amaçlı kullanılan üretim donanımları ise zeytinyağı üretimine işaret etmektedir. Üretim donanımlarının yanı başında kimi zaman görülen büyük küpler sıvı depolama veya ayrıştırma tankı olarak kullanılmış. Alanda görülen çok sayıdaki sarnıç özellikle zeytinyağı üretimindeki temiz su ihtiyacını karşılamaktaymış.
Aigai halkının ilgilendiği diğer bir üretim kolu da parşömenmiş. Hellenistik Dönem’de Pergamonlular tarafından icat edilen parşömenin önemli bir kısmının Aigai’de üretilmiş olacağı düşünülmekteymiş.
Sanayi mahallesinde çalışanlar için yapılmış latrina yani tuvalet de açığa çıkarılmış. Ayrıca yolların, tüccarların ve yolcuların koruyucu tanrısı olduğuna inanılan Hermes’e ait mermer bir büst de bulunmuş.
Kaynak ve daha fazlası için; kazının sitesine göz atabilirsiniz. Antik kenti gezmeden siteyi inceleyip mutlaka ön bilgi sahibi olmanızı tavsiye ederiz, özellikle Ada 1 alanı için. Döneme, buluntulara ve kullanımlarına ait bilgi sahibi olduğunuzda daha çok zevk alacağınıza eminiz.