Şirince yaz aylarında geçerken uğranan bir köy olsa da kış aylarının vazgeçilmez kaçamak noktalarından biri haline gelmiş. Yaz aylarında turla gelip kısıtlı saatlerini köyde geçirebilen yabancı misafirler kış aylarında konaklamaya ve çevreyi gerçek anlamda keşfetmek üzere geri dönüyorlar. Biz de sonbaharın yeni yeni kendini hissettirdiği ekim ayında minik bir kaçamak için Şirince’ye gittik.
Şirince İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı meyve şarapları, mürver şurubu ve estetik konakları ile ünlü bir köy. Tarihi, Efes Antik Kenti ile paralel. Efes’te yaşayan zenginlerin batak, sinek ve salgınlardan kaçıp sığındığı “Dağdaki Efes”, orada doğup büyümüş, mübadil olarak ayrılmak zorunda kalmış bir Anadolu Rum köylüsü sembolü Manoli Aksiyotis’in cenneti “Kırkınca”, Mayalar’ın kehanetiyle de tüm dünyanın kıyamet sığınağı oldu şirin köy. Tüm bu hikayeler aklımızda 3 gün geçirdik köyün dar sokaklarında.
Köyde beni şaşırtan şeylerin başında, turların ayrılıp, dükkanların kapanıp, konaklayan misafirlerin akşam yemeği için konaklara çekilmesi ile gelen sessizlik gelir. Defalarca gitmiş olsak da konaklama yapmamış olduğumuz için bu yönünü hiç bilmezdim. Köyün çarşısındaki dükkanlar akşam 6 – 7 gibi kapanıyor, ışıklar yavaş yavaş sönüyor ve sokaklara çatal bıçak sesleri hakim oluyor. İmkanınız olursa bu halini de yaşamaya çalışın derim.
Nasıl Gidilir?
Selçuk’tan 10 km olan bu köye, özel aracı olmayanlar için Selçuk’a kadar gelen metro sayesinde ulaşım artık çok kolaylaşmış. Selçuk’tan Şirince minibüsleri ile köye ulaşabiliyor. Kendi aracı ile gelecek olanlar için uyarı; köyün içinde çok az yerde otopark var ve köyün yolları çok dar. Otoparkların çoğu köyün girişinde bulunuyor.
Şirince’de Ne Yapılır?
- Sokakların tümünü yürüyün. Her seferinde evlere yeniden hayran kalacaksınız. Sokaklar dar, konaklar muhteşem. Manzara yakından ayrı güzel uzaktan ayrı.
- Kiliseleri gezin. Köyde toplamda 2 kilise var ve ikisinin de manzarası harika. Sadece bu manzaralar için bile gidilebilir. Biri Amerika’da bir Efes Vakfı tarafından restore edilmiş ve koruma altına alınmış olan St. John Baptist Church, diğeri ise Aziz Dimitros Kilisesi. Her iki kilise de küçük ve şirin, ancak Aziz Dimitros Kilisesi, revaktan görülen manzarası, tavandaki göz tasviri ve içerideki ahşap yapı ile diğerine göre daha dikkat çekici. Bu ahşap yapı ayinler sırasında halk ve papaz arasında bir perde görevi görmesi amacı ile inşa edilirmiş. On iki havari fresklerinin canlılığı da dikkate değer.
St. John Baptist Church son zamanlarda daha çok sanatsal amaçlı kullanılıyor. Bizim ziyaretimizde de bir fotoğraf sergisi için hazırlanmıştı. Kiliseyi özel yapan bir diğer detay ise şarap mahzenine ev sahipliği yapması. Köyde kalan tek mahzenin burası olduğu söyleniyor.
- Nesin Matematik Köyü’nü gezin. Şirince’nin girişinden 1,5 km mesafede olan Matematik Köyü’ne yürüyerek ulaşabilirsiniz. Yolu toprak yol olduğu için yoğun dönemde saygısız araç sahipleri bizi toza bulamış olsa da pişman değiliz. Köyden ayrılıp bu yönde ilerlediğinizde, yukarıdaki yol ayrımı tabelalarından hemen önce suyu oldukça güzel bir çeşme de var termoslarınız için.
İlköğretim düzeyinden başlayarak her düzeyde verdiği eğitimler, seminerler, derslerle aydın bir gelecek yetiştirmeyi amaç edinen bu köy, devamlı toplantılar, sempozyumlar ve söyleşiler yaparak gelecek nesle katkıda bulunmak, matematiği, sanatı ve bilimi aşılamak hedefleniyor. Eğitim ve seminerleri çoğunlukla akademisyenler veriyor.
Köy bağışlar ve gönüllülük esası ile ayakta duruyor. Mutfağından istediğiniz gibi ücretsiz çay alabiliyorsunuz, dilerseniz bağış kutusuna da katkıda bulunabiliyorsunuz.
- Tiyatro Medresesini gezin. Matematik Köyü gibi buraya da Şirince’nin girişinden 15 dk’lık yürüyüş ile ulaşılabiliyor. Matematik Köyü ile yan yana denebilir. Medrese mimarisi ve avlusu hem bir inziva hem de bir buluşma noktası. Tiyatro Medresesi Cumhuriyet tarihinde inşa edilmiş nadir medreselerden olmuş. Neden medrese sorusunu kendileri “modernleşme serüvenimizin en önemli sembollerinden tiyatro ile köklü bir geleneğe ait olan medrese formunun bu bileşimi olması” şeklinde cevaplamışlar.
- Meyve şarapları herkese göre olmayabilir ama yine de denemenizi öneririm. Özellikle karadut şarabını. Ancak şu gerçeği de bilmenizi isterim ki şarap yapan butik işletmeler size kendi ürünlerini sunuyor olsa da neredeyse hepsi dışarıdan -köyün olmayan meyveleri ile yapılan- şarapları satıyorlar. Köyün meyveleri olmamasına şaşırmayın, tahmin edersiniz ki köy sırtını turizme ve getirdiği satışa yaslamış durumda. Üretim çok az, çerezlik belki. Butik şarap işletmelerine bunu doğruluyor. Tadım yapıp damak tadınıza en uygun şarabı alıp keyfini çıkarın. Mürver şurubu köyde yapılırken, karadut özü de dışarıdan Denizli’den geliyor. Benzer şekilde sakız reçelinin de yeni yeni Çeşme’de yetiştirilmeye başlanan sakızlardan olduğu söyleniyor.
İlginç şekilde konuştuğunuz herkes size başka bir hikaye anlatıyor. Kimi sakız ağaçlarının meşhur yangında yanışını, kimi karadut özünü ve diğer ürünlerini nasıl yaptığını. Bunları dinlemek bile çok keyifli.
- Artemis Restoranı ziyaret edin. Etkileyici taş yapısı ile aslında köyün ilkokulu olarak kullanılırmış. Şimdi hem müze hem de turların yemek ve şarap tadımı için uğrak mekanı. Bu otantik mekanın müze kısmını mutlaka gezmenizi tavsiye ederim, Manoli’nin Şirince’ye dönüş hikayesini de okuyabileceğiniz bir bölüm var içeride. Yemek için tavsiye etmesem de manzara ve müze için uğramanızı tavsiye ederim.
Şirince’de Ne Yenir?
Birçok mekanın menüsünde mürver şurubu ve zeytinyağlıları göreceksiniz. Köy genelinde menülere Girit ve Akdeniz mutfağı hakim, bu nedenle bolca vegan seçenek içeriyor. Biz kaldığımız yerden aldığımız öneri ile Sedir Mantı ve Börek Evi‘nde yedik akşam yemeklerimizi. Sahipleri çok sıcakkanlı ve yiyecekler konusunda yardımcı olmaya çalışıyorlar. Beslenme şeklinizi belirtip özellikle seçenekler ile ilgili yardım isteyebilirsiniz.
Son günümüzde vegan peynir tabağı sunduğunu öğrendiğimiz Üzüm Kafe ise aklımızda kalan adreslerden oldu. Köyde erken kapanan mekanlardan biri olan kafeye gitmeden saati dikkate almanızı tavsiye ederim. Biz yolumuz yeniden düşerse uğranmak üzere listemize ekledik.
Şirince’de Nerede Kalınır?
Biz konaklama için Salkım Konakları’nı tercih ettik. Buraya bir arkadaşımız aracılığı ile ulaştık ve özellikle ağaç evlerden yer ayırttık. Konak ve taş evlerde de konaklama imkanı olan otelin bahçesi tavuklar, horozlar, kediler, köpekler ve tavşanlarla dolu. Günün her saati kapıyı her açtığınızda hayvanlardan biri ile karşılaşmak mutlu ediciydi. Ağaç evler klima ile ısınıyor, biz ekim sonunda oradaydık ve geceleri dağ havası nedeniyle soğuk biraz zorlayıcı oluyordu. O yüzden ekimden sonra ağaç evleri tercih eder miydik, emin değilim.
Otelin kahvaltısı ve akşam yemekleri vegan değil, ancak Girit mutfağı servis ettikleri için veganlara özel yemek servis etmek için çok da özel bir çaba harcamalarına gerek yok aslında. Orada olduğumuz süre boyunca havuz tadilattaydı, akşam yemeklerini otelde yiyemedik. Bizi yukarıda bahsettiğim Sedir Konak’a yönlendirdiler. Menünün ayrıntılarını veremeyecek olsam da kahvaltıyı paylaşabileceğim. Bizim yanımızda vegan olmayan bir arkadaşımız olduğu için bize yarısı veganlaştırılmış bir sunum yaptılar. Mevsime göre içeriği değişebilecek olsa da kahvaltı genel olarak fotoğraftaki gibiydi. Kahvaltıları kendi bostanlarında yetiştirdikleri yeşillikler ve diğer ev yapımı ürünlerden oluşuyor.
Başka Ne yapılır?
Selatin Köyü Anıt Ağacı
Köyde yürürken rastlayabileceğiniz bir tabela; Selatin Köyü Anıt Ağacı. Selatin Köyü, Aydın’ın Germencik ilçesine bağlı küçük bir köy. Köyün meydanında 800 yıllık olduğu düşünülen bir anıt çınar ağacı bulunuyor. Bu anıt ağaç ile birlikte köy de turizme kazandırılmaya çalışılıyor.
Köyde öğrendiğimize göre bu ağacı Rumlar burayı terk ederken yakmaya çalışmışlar. Alev alan ağaç bir süre sonra kendiliğinden sönmüş ve ağacın üzerinde bu iz hala görülebilmekte. Çınarın gölgesi ve köyün merkezi pazar yeri olarak düzenlenmiş ve bir toplanma alanı haline getirilmiş.
Köy Şirince’den 8 km uzaklıkta. Şirince’den ulaşılan yol eski ve düzenlenmemiş durumda, tek aracın geçebileceği genişlikte bir köy yolu. Burayı kullanacakların aklında bulunmasında fayda var.
Efes-Mimas Yolu
Duyanlarınız olmuştur illaki; İzmir Büyükşehir Belediyesi yürüyüş grupları ve gönüllüler aracılığı ile yaklaşık 700 km’lik Efes-Mimas Yolu’nu ortaya çıkardı. MÖ 5 – 3 binlerde ilk yerleşimin yapıldığı güzergahı kapsayan gezi rotasının adı aslında. Rota Selçuk, Menderes, Urla, Çeşme, Seferihisar, Güzelbahçe ve Karaburun ilçelerini ve antik kentleri kapsıyor. Yürüyüş ve bisikletle ilerlenebilecek bu rotanın duraklarında aslında hepimiz zaman zaman konaklayıp, keşfe çıkmışızdır. Şirince’de bu rotaya dahil tabi ki.
Şirince’nin içinden Çamlık yönünde bu rotaya katılabilir veya aksi yönde ilerleyerek Şirince’ye bu şekilde ulaşabilirsiniz.