Cumalıkızık ve Gölyazı’ya alternatif, Bursa’da köy kaçamağı arayanlara doğa ile iç içe rota önerileri ile geldik. Cumalıkızık’ın kalabalığından kaçıp Gölyazı’ya sığınmıştık ama artık o güzelim taş evler de çare olmuyor. Bursa’da sakinlik nerede diyenler için, günübirlik veya kampta konaklayabileceğiniz, hem keyifli hem de yeni hafta sonu seçenekleri var bu yazıda.
Eski Karaağaç Köyü
Uluabat Gölü kıyısında bulunan köy Karacabey’e bağlı, Bursa’ya yaklaşık 45 km, yani yarım saat gibi bir uzaklıkta. Son zamanlarda adı Yaren belgeseli (2019) ile duyuldu ve bu sayede çeşitli kitleler tarafından bilinirliği oldukça arttı. Eski Karaağaç, Avrupa Leylek Köyleri’nin Türkiye’deki tek temsilcisi aynı zamanda.
Köy içinde kuş gözlemi yapabileceğiniz bir kule ve doğa müzesi var. Ayrıca kıyı boyunca uzanan çalı ve sazlıklarda farklı birçok su kuşunu da gözleme ve fotoğraflama imkanınız olacaktır. Su kuşları ve sahildeki kayıklarla kusursuz fotosafari imkanı var burada.
Leylekler her yıl mart ayı gibi gelip eylüle kadar buradaki yuvalarında kalıyor, o nedenle bu tarihler arasında köy özellikle hafta sonları çokça ziyaret alır. O dönemlerde Bursa’nın görece daha sakin ilçelerinde de devamlı uçan leylekleri gözlemek büyük keyif. Eski Karaağaç her yıl Haziran ayında “Uluslararası Eski Karaağaç Leylek Festivali” düzenliyor, takvimlere not düşün. Festival döneminde kamp yapma imkanı var, ancak yoğunluğu göz önünde bulundurmanız iyi olacaktır. Günübirlik gidecekler için köyün daha sakin tarafında yer alması ve tabi derneğe katkı olması nedeniyle Eski Karaağaç Köyü Kadınları Çevre Koruma Ve Kalkındırma Derneği’nde dinlenmelerini tavsiye edebiliriz.
Eski Karaağaç Köyü’nde Nerede Kalınır?
Uluabat Gölü’nün kıyısında önceden sadece restoran olan, artık otel olarak da hizmet veren Leylek Göl Köy Evi harika bir seçenek. Sakin köy yaşamını deneyimlemek için birebir.
Misi Köyü
Bursa’nın Nilüfer İlçesi’ne bağlı Misi Köyü yaklaşık 2000 yıllık bir yerleşim aslında, ilk ismi de Mysia. Bursa’nın merkezine 12 kilometre, ailemin evine 8 dk “yakınlıkta” olan köy koruma altında 🙂 . Osmanlı mimarisine sahip evlerin bulunduğu köy 1989’dan beri sit alanı. Kaymakamlığın sitesinde bulunan bilgiye göre Heredot’un Tarih kitaplarında Trakya’dan Anadolu’ya geçen altı kavimden biri olan Mysi’lerden bahsediliyormuş. Kocaeli-Çanakkele arasında kalan yerleşimleri burayı da kapsıyor. “Misi” kelimesinin kökeni de Misyalıların yurt olarak buraya yerleşmeleri ve misyonerlik merkezi olarak Misi’nin seçilmesinden gelmekteymiş.
Restore edilen yapılar İpek Evi, Misi Kadınları Kültür ve Yardımlaşma Lokali, Etnografya Evi, Fotoğraf Müzesi ve Misi Çocuk Kütüphanesi olarak köye kazandırılmış. Köyün içinden geçen Nilüfer Çayı kenarında bolca çay bahçesi var ama biz gittiğimizde mutlaka Taşlı Bahçe Cafe’de oturuyoruz. Vegan seçenekleri olmasa da talep üzerine hazırlayabiliyorlar.
Günübirlik ziyaretle yetinmek istemezseniz konaklama alanı olarak Misi Kamp Karavan alanı var. Alan oldukça büyük, karavan ve çadır alanları ayrı. Çadırlar çim alana kuruluyor, karavanlar için özel parseller mevcut. Alanda WC, duş ve mutfağın haricinde, çamaşır yıkama ve ütü imkanı, atık boşaltma ve kaset boşaltma üniteleri de var. Bazı kamplardaki gibi Kamp Karavan Derneği üyeleri için %10 indirim uygulamasını da unutmamışlar.
Dağdibi Köyü
Biz Dağdibi Köyü ile Uludağ Kamping‘e gittiğimiz gün tanıştık -hani şu cam tavanlı kulübeleri olan. Bursa merkeze yaklaşık 40 dk uzaklıktaki yörük köyü, eski dokusu ile orman içine yayılmış harika görseller sunuyor. İsmini Uludağ’ın eteklerinde oluşundan aldığı çok belli.
Uludağ Kamping’e gitmek için köyün içinden, dar sokaklardan ilerliyorsunuz. Köy evleri dokusunu çok güzel korumuş, doğayla bütün şekilde kalabilmeyi başarmış. Sizi kamp alanına ulaştıran yolu taktip ederseniz ayva ağaçları eşliğinde yemyeşil bir yaylaya getirecek sizi, burası da köyün yaylası.
Fotoğraf çekimi için Bursa’ya yakın çok güzel bir rota, köy evleri, orman ve meyve ağaçları ile dolu yayla… Tavsiyemiz burayı planlarınıza iki kez dahil etmeniz olur. Hem kış aylarında kar örtüsü altında, hem de bahar gelip yeşillenmeye başladığında. Buraya her geldiğimde içimden “Dağ çok başka bir şey” diyorum. Kendilerine özgü görselleri ile çevresindeki yerleşimlere çok farklı bir hava katıyor şu dağlar.
Konaklamayacaksanız bile Uludağ Kamping’e gidip, sahipleri ile tanışmanızı, cam tavanlı kulübeleri görmenizi, havasını koklamanızı tavsiye ederiz.